Trafikte Hak İhlalleri
Ders Güncellemesi 15.08.23
Ders Güncellemesi 15.08.23
Hak: “İnsanların hayatlarını devam ettirebilmeleri ve toplumun düzenini sağlamaları amacıyla faydalandıkları
her şeydir. Kişiye kanunların ve geleneklerin tanımış olduğu çeşitli yetki, özgürlük ve olanaklardır.” Diğer
bir ifadeyle; “Hukuk tarafından tanınan ve korunmasını isteme hususunda ferdin yetkili sayıldığı menfaattir.”
Haklar; insanların rahat yaşamalarını sağlayan, birbirlerine saygılı ve birbirinin hukukunu koruyan sınırları
çizilmiş, herkesin uyması durumunda toplumun düzenini temin eden kurallar manzumesidir. Genel anlamda haklar;
kişisel, sosyal, ekonomik ve siyasal haklar olarak sınıflandırılabilir.
Hak ihlali, herkese kanunlarla belirlenen bazı hakları engelleme, hak kısıtlaması ve haklara ulaşılamaması
olarak tanımlanabilir. Trafikte meydana gelen hak ihlalleri de bu çerçevede başkalarının haklarının
engellenmesi veya kısıtlanması olarak tanımlanabilir. Trafikte meydana gelen hak ihlalleri genel olarak
aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir.
Günlük yaşamımızda olduğu gibi trafikte de diğer insanlara zarar vermeme ve kimsenin hakkını yememe
hususlarını göz önünde bulundururuz. Devletler bu hususları düzenleyebilmek için trafik kuralları ve bu
kurallara uymamanın yaptırımlarını düzenlemektedir.
Trafik kuralları ile birey olarak bizlerin ve diğer insanların hakları ve yükümlülükleri belirlenmektedir.
İşte bu belirlenen kurallara uyulmadığında yayalar, sürücüler ve bisikletliler diğer insanların haklarını
ihlal etmiş olurlar. Bu nedenle trafikte düzenin sağlanması trafikte bulunan diğer insanların hakkını gasp
etmemek için trafik kurallarına uyulmalıdır.
Diğer bir deyişle trafik kuralları bireyleri hem
kendisine hem de
başkalarına karşı korumaktadır. Dinimizde de tehlike oluşturmak günah, tehlikeyi savuşturmak sorumluluktur
anlayışı benimsenmektedir. “Kim bir canı kasten öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onu
yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur.” İlahi fermanı doğrultusunda insanlara karşı görevlerimizi
yerine getirerek gerek trafikte gerekse diğer zamanlarda kimseye zarar vermememiz gerekir.
Geçiş üstünlüğü olan araçlara yol vermek bir trafik kuralı olup uyulmaması durumunda cezai müeyyide
gerektirir. Yol verilen geçiş üstünlüğüne sahip aracın geçtikten sonra arkasına takılarak yola devam etme
uyanıklığı bir hak ihlali olup trafik adabı kazanmamış kimselerin yapabilecekleri bir davranıştır.
Trafikteki hak ihlallerinin yalnızca bireylere değil topluma karşı da önemli etkileri görülmektedir. Hak
ihlalleri sonucunda oluşan kazaların can ve mal kayıplarının yanı sıra yaralanmalar ve bunların psikolojik
etkileri de göz önünde bulundurulduğunda toplumsal açıdan da çok çeşitli etkileri görülmektedir. Ölümlü
kazalar sonucunda ailelerin yok olması, geride kalan bireylerin psikolojik olarak gördükleri zararlar ve bu
psikolojik etkiler dolayısıyla özellikle gençlerde meydana gelen zararlı alışkanlıklar toplumun dinamiklerinin
bozulması ve yaşam kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.
Günümüz toplumlarında özellikle trafikteki
hak
ihlallerinin psikolojik etkilerinin toplumsal yansımalarında önemli ölçüde artışlar yaşanmaktadır.
Bu
nedenle
trafikteki hak ihlallerinin sadece bireysel olarak değil toplumsal olarak da önemli etkilere sahip olduğu
unutulmamalıdır.
Trafikteki bir diğer önemli hak ihlali insanlar dışındaki diğer canlılar üzerinde gözlemlenmektedir. Trafikte
insanlar dışında birçok canlı ile muhatap olmak zorunda kalınabilir. Özellikle hayvanlara karşı trafikteki
sürücü tutum ve davranışları çok büyük önem arz etmektedir.
Trafikte seyir halinde iken karşımıza herhangi bir hayvanın çıkması veya araçla geçtiğimiz yollarda
hayvanların veya diğer canlıların yuva ve benzeri barınaklarının bulunması, kanadından yaralanan bir kuşa
trafikte dikkat edilmesi gibi birçok örnekte olduğu gibi günlük yaşamda birçok vaka ile
karşılaşılabilmektedir. Diğer canlıların da insanlar gibi haklarının olduğu ve insanların o canlıların
özellikle yaşam haklarına saygı göstererek davranışlarına yön vermeleri dünya ekosisteminin daha
sürdürülebilir ve daha yaşanabilir olmasını sağlayacaktır.
Yaşama hakkı en kutsal değerlerden birisidir. Haliyle diğer canlıların da yaşama hakkını elinden almak hiç
kimseye verilmiş bir hak değildir. Bırakın onun hayat hakkını elinden almak onu yaşatmak için bütün imkânların
seferber edilmesi gerekir. Ecdadımız geçmişte kuş evleri ve hayvan barınakları yaparak ve onların
ihtiyaçlarını buralarda gidererek güzel örnekler vermişlerdir.
Trafikte kamu hakkı denildiğinde trafik ihlalleri sonucunda ülkenin tamamının uğradığı hak kayıpları akla
gelmektedir. Özellikle trafikteki kamu hakkı ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutlarıyla karşımıza
çıkmaktadır. Ülkemizde trafik kazalarının ekonomik boyutları maddi kayıplar ile ilgilidir. 2016 yılında trafik
kazalarındaki ekonomik kayıp 30 milyar TL olduğu düşünülürse maddi kaybın büyüklüğü daha iyi tahayyül
edilebilir.
Burada çöpe atılan bu ekonomik kaybın yatırıma dönüşmesi ile ülkedeki işsizlik oranı
büyük ölçüde
azalacak, ülkenin gelişmişlik seviyesi yükselecek ve insanlar müreffeh bir şekilde yaşama imkânını elde
edeceklerdir. Ayrıca trafik kazaları sonucunda sosyal güvenlik harcamaları artmakta üretim ve refah kayıpları
meydana gelmekte ve büyük çerçevede ülke gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal ve psikolojik
boyutlarında ise daha çok manevi unsurlar ön plana çıkmaktadır.
Bu çerçevede trafik kazalarının insan
kayıpları, yaralanmalar, engelli nüfus artışı ve toplumsal alandaki psikolojik etkileri önemli konular olarak
karşımıza çıkmaktadır.
İçinde bulunduğumuz çağda doğa ve çevre ile ilişkiler daha da önem kazanmaktadır. Bu kapsamda insanların doğa
ve çevre ile ilişkileri de trafik açısından ele alınması gereken bir diğer önemli husustur. İnsanoğlunun
faaliyetleri sonucunda doğa ve çevreye karşı birçok olumsuz etkiler ortaya çıkabilmektedir. Trafik özelinde
ele alındığında trafikte özel araç kullanımı artışının enerji tüketimi, hava kirliliği ve gürültü kirliliği
gibi birçok olumsuz etkileri olduğu gözlemlenmektedir.
Örneğin; trafikte meydana gelen kazalar
nedeniyle
çevremiz kirlenmekte, ekolojik denge bozulabilmekte, insanlar ve diğer canlılar için hayati öneme sahip
havanın kalitesi düşmekte, kara yollarına atılan atıklar yüzünden çevre kirlenmekte, ayrıca önemli ölçüde
gürültü kirliliği meydana gelebilmektedir.
Her gün daha da bozulan çevremiz beraberinde birçok
hastalıkları da
beraberinde getirmektedir. Bu yüzden doğayı bozacak her türlü davranışı terk etmemiz gerekir. Çevre dostu
teknolojilerin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalı ve onlara katkı verilmelidir.
Trafikteki hak ihlallerinin bir tanesi de birey haklarına verilen zararlardır. Birey hakları denildiğinde hiç
şüphesiz akla ilk gelen hak yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı kişinin fiziksel varlığını devam ettirebilmesinin
güvencesini oluşturan insan hakkıdır. Söz konusu hak tüm dünyada anayasalarla güvence altına alınmış ve
kişinin kendisinden de koruma sağlamaktadır. Yani trafik açısından ele alındığında sürücülerin hem kendilerini
hem de başkalarının yaşama haklarını tehlikeye atacak davranışlardan uzak durması gerekmektedir. Yaşam hakkı
tüm dünyada diğer tüm hakların öncülü olarak ele alınmaktadır. Çünkü yaşam hakkı olmadığında diğer haklar
etkisiz kalacaktır.
İşte trafikte birey haklarına verilen en önemli zarar bireyin yaşam hakkının elinden alınmasıdır. Birey
hakkını korurken kişinin kendi yaşam hakkını da korumak zorunda olduğunu, hayatının kendisine verilen bir
emanet olduğunu unutmaması gerekir. “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız” ölçüsü bunu en veciz
şekilde anlatmaktadır. Öyleyse trafikte önce kendi güvenliğimizi garanti altına almamız, daha sonrada
diğerlerinin güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri almamız gerekir.
Kara yollarında seyreden motorlu araçlar çevre kirliliğini tetikleyen nedenlerden biridir. Araçların trafikte
çıkardıkları gürültü, egzoz dumanı, yağ ve yakıt sızıntısı çevreyi kirletici bir faktördür. Arabada çevreyi
rahatsız edecek şekilde yüksek sesle müzik dinlemekte başka bir çevre kirliliğidir.
Her gün onlarca
yeni
aracın trafiğe girmesi ile yukarıdaki olumsuzluklar daha da artmakta ve günümüzün önemli trafik sorunlarından
biri haline gelmektedir. Bu olumsuzlukları aza indirebilmek için yeni teknolojilerin kullanılması, daha sessiz
araçların kullanımının yaygınlaştırılması ve mevcut araçların gürültü engelleyici ekipmanlara sahip olması
gerekir.
Araçların periyodik bakımlarının yaptırılması, aşırı yakıt tüketimine yol açacak arızaların
vakit
geçirmeden giderilmesi ile hava kirliliği önlenebilir. Ayrıca toplu taşımacılık geliştirilerek teşvik
edilmeli, araçlardan kara yolunu kirletecek çöp vb. şeyler dışarıya hiçbir şekilde atılmamalıdır.